Etnografik Yaklaşım Nedir? Günlük Hayatımızda Ne İşe Yarar?
Etnografik yaklaşım, kulağa biraz akademik ve uzak gibi gelebilir, değil mi? Ama aslında, bir anlamda hepimizin hayatının içinde olan, bazen farkında bile olmadığımız bir şey. Hadi, gelin bunu biraz açalım. İstanbul’da, sabahları ofise gidip akşamları blog yazan sıradan bir insan olarak, etnografik yaklaşımın ne olduğunu ve nasıl işlediğini anlamak aslında düşündüğümden çok daha kolay oldu. Ama önce, bu kavramın neye tekabül ettiğini netleştirip, biraz geçmişe gidelim.
Etnografik Yaklaşımın Temelleri
Etnografi, aslında kültürel, sosyal ya da insan davranışlarını inceleyen bir araştırma yöntemidir. Yani, bir grup insanı ya da toplumunu, onların yaşam biçimlerini, alışkanlıklarını ve değerlerini derinlemesine anlamak için yapılan gözlemlere dayalı bir araştırmadır. Etnografik yaklaşım da bu gözlem sürecinin bilimsel bir hal almış şeklidir. Bunu biraz daha somutlaştırmak gerekirse, bir antropologun veya sosyoloğun, farklı bir kültürdeki insanların günlük yaşamlarını anlamak için yıllarca orada yaşaması gibi. O kişinin gözünden, o insanların dünyasında neler döndüğünü anlamak.
Tabii, bu iş yalnızca akademik bir iş değil. Bu yaklaşım, aslında hepimizin hayatına biraz daha yakın bir şey. Çünkü bizler de kendi yaşamlarımızı gözlemleyip analiz edebiliyoruz, değil mi? Mesela, ofisteki arkadaşlarımı gözlemlediğimde, onların iş yapış şekillerini, sosyal ilişkilerini ya da sabahları kahve içme alışkanlıklarını fark ettiğimde, ben de bir anlamda etnografik bir gözlemin içine girmiş oluyorum. Tabii bunu bir akademik bakış açısıyla yapmıyorum, ama aslında farkında olmadan biraz da olsa o bakış açısına yakınlaşıyorum.
Etnografik Yaklaşımın Tarihçesi
Etnografi, köken olarak antropolojiye dayanır. İlk olarak, 19. yüzyılda, yabancı toplumları ve kültürleri anlamaya yönelik yapılan çalışmalarda kullanılmış. Ama zamanla, bu yaklaşım yalnızca antropologlarla sınırlı kalmayıp, sosyoloji, psikoloji gibi pek çok disiplinde de kullanılmaya başlanmış. Şu anda, sosyal bilimler denildiğinde akla gelen ilk araştırma yöntemlerinden biri haline gelmiş durumda. Ama bu gelişim süreci öyle de kolay olmamış. İnsanlar bir kültürü, toplumu ya da grubu anlamak için, önce o kültürde “bulunmak” gerektiğini fark etmişler. Bu da aslında günümüz etnografik yaklaşımının temellerini atmış.
Etnografik Yaklaşımın Bugünkü Kullanımı
Günümüzde etnografik yaklaşım, yalnızca akademik dünyada değil, iş dünyasında da sıkça karşımıza çıkıyor. Mesela, bir markanın kullanıcı deneyimi araştırmalarında etnografik yaklaşım oldukça yaygın. Bir markanın, tüketicisinin yaşamını, alışkanlıklarını, duygularını ve ihtiyaçlarını anlaması gerektiğinde, araştırmalarını etnografik yöntemlerle yapabiliyor. Benim de İstanbul’da yaşarken sürekli kullandığım ve alışveriş yaparken kullandığım bir aplikasyonu düşünün. O uygulama, benim alışveriş alışkanlıklarımı analiz etmek ve bu analizle bana daha uygun öneriler sunmak için etnografik yaklaşımdan faydalanıyor olabilir. Hatta bir süre önce, bir arkadaşımın bana önerdiği bir restoranı gitmeden önce biraz internette araştırma yaparken, oraya gitmek isteyenlerin yorumlarını okudum. Bunu yapan kişiler de bir anlamda etnografik bir gözlem yapıyordu, sadece farkında değillerdi.
Etnografik Yaklaşım ve Günlük Hayat
Peki, etnografik yaklaşımın günlük hayatımda ne gibi etkileri olabilir? Aslında düşündükçe, fark ettiğim şey şu oldu: Etnografik yaklaşımı, günlük hayatımızda doğal olarak uyguluyoruz. Mesela, bir arkadaşımın ilişkisindeki dinamikleri gözlemlediğimde, onun ilişkisini anlamaya çalışırken aslında bir etnografik gözlem yapıyorum. Onların konuşmalarındaki küçük incelikleri, beden dilini, davranışlarını inceleyerek, birbirlerine nasıl davrandıklarını, ilişkilerindeki dengeyi anlıyorum. Bu bana, onların yaşam tarzını anlamamda yardımcı oluyor. Tabii ki, ben bunu tam anlamıyla bir bilimsel gözlem yapma amacıyla yapmıyorum ama farkında olmadan bir etnografik yaklaşım kullanıyorum.
Bir başka örnek de iş hayatımda oluyor. Ofiste, çalışanların sabahları nasıl bir ruh haliyle geldiklerini gözlemliyorum. Kimi insan sabahları yoğun bir şekilde kahve içiyor, kimisi ise akşamdan hazırladığı planlarını uygulamak için sabahın erken saatlerinde ofise geliyor. Tüm bu alışkanlıklar, aslında bana çok şey anlatıyor. Bu tarz gözlemler, iş yerinde sosyokültürel yapıyı anlamamı sağlıyor. Belki de bir şeyleri daha verimli hale getirmemde etnografik yaklaşımımın katkısı oluyordur, kim bilir?
Gelecekte Etnografik Yaklaşımın Yeri
Şu an etnografik yaklaşım genelde sosyal bilimlerde veya kültürel analizlerde kullanılıyor, ama gelecekte teknoloji ve dijitalleşme ile birlikte çok daha geniş alanlarda karşımıza çıkacak. İnsanların dijital dünyada nasıl etkileşimde bulunduğunu incelemek, sanal toplulukları anlamak için bu yaklaşımın önemli bir rolü olacak gibi. Ayrıca, yapay zekâ ve veri analitiği sayesinde, etnografik yaklaşımın daha sistematik ve derinlemesine uygulanacağı bir döneme gireceğiz. O zaman, belki de dijital dünyadaki etkileşimlerimizi inceleyerek, insanların yaşam biçimlerini, değerlerini ve alışkanlıklarını daha net bir şekilde anlayabileceğiz.
Etnografik yaklaşımın geleceği hakkında düşündüğümde, bu metodolojinin, insanların her zamankinden daha derin bir şekilde birbirlerini anlamalarını sağlayabileceğini hissediyorum. Çünkü sonunda, ne kadar dijitalleşmiş olsak da, insanlar hala birbirleriyle etkileşim kurarak topluluklar oluşturuyorlar ve bu etkileşimlerin dinamikleri oldukça değerli.